Zaman Zaman Rusça Konuşan Alya-san 29

En Son Güncellenen Seriyi Okuyun Zaman Zaman Rusça Konuşan Alya-san 29 at Athena Fansub . Serilerimiz Zaman Zaman Rusça Konuşan Alya-san Bu Sitede Yer Almaktadır Athena Fansub Diğer Serilerimize Bakmayı Athena Fansub Diğer Serilerimiz Seri Listesi Bölümündedir.



İçindekiler

Prolog: Unutulmaya yüz tutmuş geçmiş………………………….…….003

1. Bölüm: Hiç karın fetişi diye bir şey duymadım……………………….010

2. Bölüm: Otakuluk tam bir baş belası…………………………..…….041

3. Bölüm: Eh? Gerçekten mi?……………………………………..…..071

4. Bölüm: Hayır, öyle olmasına izin vermeyeceğim……………………….106

5. Bölüm: Bu sumo değil……………………………….……………..130

6. Bölüm: Kaplumbağa olmak istiyorum……………………….………..167

7. Bölüm: Yüzmüş gibi görünüyor………………………………………192

8. Bölüm: Bir anlamda, bir uyku sürprizi mi?…………………………….220

9. Bölüm: Bana zorba demeni istemiyorum………………………..…….249

10. Bölüm: Aşkın uyanışı………………………………….…………..275

Epilog: Unutulmaması gereken geçmiş…………………………….…….314

Sonsöz……………………………………………………………….330

 

Prolog: Unutulmaya yüz tutmuş geçmiş.

 

“Beynin ve vücudun hızla geliştiği çocukluk dönemini sadece oyun oynayarak geçirmek aptalca bir iştir. Bu tür becerileri daha sonra istediğin kadar öğrenebilirsin. Henüz gençken fiziksel yeteneklerini olabildiğince geliştirmen önemlidir. Birçok sıradan aptal bunu yetişkinliğe ulaştıktan sonra, büyümeyi bıraktıklarında fark eder. O zaman artık çok geçtir. Anlıyor musun? Masachika.”

 

Büyükbabam hep söylerdi. Bana bu zamanı boşa harcamamamı, şimdilik oyun oynamayı bırakıp çalışmamı büyüdüğümde istediğim kadar oyun oynayacak zamanımın olacağını söylerdi. Şimdi çok çalışarak, hayatımın ilerleyen dönemlerinde gereksiz zorluklardan kaçınabileceğimi söylerdi.

 

“Senin için en iyi ortamı ve en iyi öğretmenleri hazırlayacağım. Yeteneğin var, herkesten daha iyi olan nadir bir yetenek. Yeteneğinden en iyi şekilde yararlanmak için hiçbir çabadan kaçınmayacağım!”

 

Sözlerinde yalan yoktu. Derslerde, sahne sanatlarında ya da dövüş sanatlarında ne kadar çok şey öğrenirsem o kadar geliştiğimi biliyordum. Öğretmenlerim ve ailem tarafından övüldüm ve kendimle gurur duydum.

 

“Hey, Suou, geliyor musun?”

 

“Boşuna uğraşma. Sonuçta ne dersen de gelmeyecek.”

 

Elimde değildi çünkü bugün piyano çalışmam var. Video oyunu mu? Bunda iyi olmanın ne faydası var?

 

Ben sizden farklıyım. Yetenekli bir insan çok çalışmak zorundadır. Yeteneğimizin sınırlarını görene kadar denemeye devam etmeliyiz. Büyükbabamın beklentilerini karşılamak zorundayım.

 

“Şimdiden bu kadar iyi İngilizce konuşabiliyor musun? Bu harika, Masachika-san.”

 

Teşekkür ederim. Ama henüz hazır değilim anne. Hala gelişebilirim. Daha iyi konuşmayı öğreneceğim, o zaman lütfen beni daha çok öv, tamam mı? Anne.

 

“Özür dilerim, abi. Sürekli uyuduğum için senin için zor oluyor, değil mi abi?”

 

Neden bahsediyorsun, Yuki? Fiziksel olarak zayıfsın, bu yüzden hiç bir şey yapılamaz, değil mi? Merak etme, senin için elimden geleni yapacağım. Suou ailesinin başına geçeceğim, böylece hiçbir şey için endişelenmene gerek kalmayacak, tamam mı?

 

“İyi misin, Masachika? Öğrendiğin onca dersle zor olmuyor mu? Daha çok çocuk gibi oynayabilirsin, değil mi?”

 

Oynamak mı? Az önce Yuki ve Ayano ile kart oynadım baba. Bir saattir oynuyoruz, derslerime geri dönmeliyim.

 

Annemin gülümsemesi son zamanlarda garipleşti. Beni övmesi için onu zorluyormuşum gibi hissediyorum. Daha çok çalışmalıyım ki o da kendini daha fazla zorlamak zorunda kalmasın.

 

“Karatede siyah kuşak mı? Çok çalışmışsın. Bu takdire şayan.”

 

Biliyordum, kendini zorluyor. Gerçekten tatmin olmadı. Gerçekten öyle hissetmiyor, bu yüzden insanlar gerçekte nasıl hissettiğini bilmesin diye başka tarafa bakıyorsun, değil mi?

 

Özür dilerim, anne. Daha çok çalışacağım ki annem yalan söylemek zorunda kalmasın. Daha çok çalışacağım ki annem beni içtenlikle övebilsin.

 

“Masachika-sama? Sanırım dinlenme vaktiniz geldi.”

 

Sorun değil Ayano. Hala sınırlarımı göremiyorum. Bu yüzden daha çok çalışmalıyım.

 

Beni boşver, Yuki’ye dikkat et. Ben iyi olacağım, o yüzden Yuki’ye dikkat et, tamam mı?

 

“Aptal olduğumuzu düşünüyorsun, değil mi?”

 

“Zengin olmak, kibirli olmak anlamına gelmez.”

 

Kapa çeneni, sözümü kesme, iç karartıcı. Her fırsatta karışmayın ve beni yalnız bırakın!

 

“Suou-kun, arkadaşlarınla biraz daha samimi ol, tamam mı?”

 

Öğretmen bile, gereksiz müdahalede bulunuyor. O tür adamlar benim arkadaşım değil. Onlar sadece başkalarını engellemek ve zarar vermek için uğraşan pislikler.

 

O insanlara ayıracak vaktim yok. Gerçekten okula gitmek bile istemiyorum. Yeterli zamanım yok, daha çok çalışmalıyım, yoksa annem bana içtenlikle gülümsemeyecek!

 

“Bir daha okula gelme!”

 

“O haklı. Hem neden hala buradasın?”

 

Kapayın çenenizi, sizi küçük pislikler. Kız kardeşim istese bile okula gidemiyor.

 

Küçük bir egzersiz bile onu kontrolsüzce öksürtüyor. Bırakın okula gitmeyi, dışarı bile çıkamıyor.

 

‘Çocukluk astımı. Belirtileri oldukça şiddetlidir. Elbette ortam ve sıcaklık değişiklikleri, aynı zamanda duygusal rahatsızlıklar da semptomlara neden olabilir, bu yüzden dikkatli olun!’

 

Buna inanabiliyor musun? Yuki kızamıyor, ağlayamıyor ve hatta yüksek sesle gülemiyor bile. Sadece fiziksel özgürlüğünden mahrum bırakılmakla kalmıyor, zihinsel özgürlüğü bile hastalığı tarafından elinden alınmış durumda.

 

Yine de bencilce tek bir kelime bile etmiyor. Daha fazla soruna yol açmamak için kendini gülümsemeye zorluyor.

 

Kim sizinle arkadaş olmak ister ki? Gerçekte, Yuki’nin yanında olmak isterdim. Ama Yuki endişeli olduğu için… Yuki’nin iyiliği için okulu da kaçıramam!

 

“Yine mi çalışıyorsun? Eve hiç gelmiyorsun!”

 

“Üzgünüm, gerçekte ben de ailemle daha fazla zaman geçirmek istiyorum.”

 

“Tanrım, sen hep böylesin! Öylece özür dileyerek yırtabileceğini sanıyorsun, değil mi!?”

 

Neden… Neden bu kadar kızgınsın, anne? Kes şunu, eskiden olduğu gibi gülümse bana.

 

Elimden geleni yapacağım. Babama kızma, tamam mı? Evet, annenin sevdiğini söylediği parçayı çalayım. Sanırım Chopin’in bir parçaydı… Neydi ki o? Çok zor bir parça ama elimden geldiğince çalışacağım.

 

Eğer çok çalışır ve çalmayı öğrenirsem, eminim ki annem…

 

“Kes şunu artık!!”

 

Olacağını düşünmüştüm… Memnun olursun sanmıştım.

 

Neden niçin! elimden geleni yaptım! Her zaman çalışmama ve oynamaya vaktim olmamasına ve okulda küstah olduğum için zorbalığa uğramama rağmen hiç de zor değildi! Eğer annem beni övecekse. Yuki beni sevecekse.

 

Neden çabalarımı takdir etmiyorsunuz? Beni daha çok öv! Başımı nazikçe okşa! Eskisi gibi!

 

“Yumi’nin… Annen için endişelenme. Her zaman yaptığın gibi çalışmaya devam et.”

 

Eskisi gibi mi? Devam etmemi istiyorsun. Denemeye devam etmemi mi istiyorsun? Yapamam… Neden, neden acımı anlayamıyorsun?

 

Acı çekiyorum. Ben acı çekiyorum. Büyükbabamın beklentileri acı veriyor. Annemle birlikte olmak acı veriyor. Yuki ve Ayano’nun saf gözleri… Acı çekiyorum. Artık istemiyorum. Ben… Bu evde kalmak istemiyorum.

 

“Ne oldu Suou, eve gitmiyor musun~?”

 

“Hey, hey, okulu mu asıyorsun? Senin gitmen gereken dersler yok mu~?”

 

Kapa çeneni. Gerçekten çok gürültücüler. Her zaman, her zaman, her zaman, her zaman… Onları sonsuza dek susturacağım. Bunlar benim zamanıma değmez. Onları görmezden gel, onları görmezden gel.

 

“Kahretsin, çok sıkıcısın. Çok kendini beğenmişsin.”

 

“Hadi ama, kız kardeşi bu adamdan daha fazla alay edilmeye değer, biliyor musunuz?”

 

“Kız kardeşi mi”

 

“Evet, son zamanlarda okula gelmiyor ama.”

 

Görmezden gel, görmezden gel…

 

“Ben de senin bir hanımefendi gibi davranmandan rahatsız olmuştum. Kalem kutusunu aldım ve ‘Geri ver, geri ver’ dedi. Sonra birden yere yığıldı.”

 

“O da neymiş~ Zenginler ne kadar da zayıfmış”

 

“Sanırım odasında sürekli piyano çalacak.”

 

“Ahahahah!”

 

Görmezden, gel!!.

 

……………… 

 

“Hoş geldin Masachika-chan, uzun zaman oldu!”

 

“Oh, işte geldin, Masachika! Olanları duydum~? Sınıf arkadaşlarınla dört erkekle kavga etmişsin, öyle mi? İyi iş! İşte bunu bekliyordum! İşte bu erkeklik!”

 

“Hey, büyükbaba, bu övgüler de neyin nesi?”

 

“Yeterince vaaz aldın, değil mi? Masachika’nın sebepsiz yere şiddet uyguladığını sanmıyorum. Bir adam yumruğunu salladığında, bu pazarlık edilemez bir şey olduğunda olur. Değil mi? Masachika.”

 

“Siz erkekler… Her neyse, bizimle istediğin kadar kalabilirsin, tamam mı? Masachika-chan.”

 

“Öyleyse, büyükbabanın evinde bu şekilde kalmamın bir sakıncası yok? Doğru, sana Rusça koleksiyonumu göstereceğim!”

 

… Neden birdenbire beni övmeye başladı? Bilmiyorum… Suou evinden çok farklı, kafa karıştırıcı.

 

“Şimdiden bu kadar iyi Rusça anlayabiliyor musun? Hah~ Kyotaro’nun oğlu olduğunu biliyordum.”

 

Önemli bir şey değil. Bunun için övülmekten hiç mutlu değilim. Onun tarafından övülmek istiyorum. Başkaları tarafından övülmek sadece boş.

 

Ех, ты можешь говорить по-русски? Отлично!【Eh, Rusça konuşabiliyor musun? Bu harika!】

 

Boş, sadece boş…

 

Вау, ты действительно можешь все! Круто!【Vay canına, gerçekten her şeyi yapabiliyorsun! Harika!】

 

Öyle bir şey… Ben… 

 

Ты умеешь играть на пианино? Я хочу послушать, хочу послушать! Эй, договорись, что в следующий раз сыграешь мне? Обещаешь!【Piyano çalabiliyor musun? Dinlemek istiyorum, dinlemek istiyorum! Hey, bir sonraki sefere dinletir misin? Söz ver!】

 

Onun yerini alacak kimse yok…

 

Масачка【Masaçka】

 

────………… 

Çeviri: Akeboshi
Edit: Akeboshi




tags: Manga Oku Zaman Zaman Rusça Konuşan Alya-san 29, Webtoon Zaman Zaman Rusça Konuşan Alya-san 29, oku Zaman Zaman Rusça Konuşan Alya-san 29 Çevrimiçi, Zaman Zaman Rusça Konuşan Alya-san 29 Bölüm, Zaman Zaman Rusça Konuşan Alya-san 29 Bölüm, Zaman Zaman Rusça Konuşan Alya-san 29 Yüksek Kalite, Zaman Zaman Rusça Konuşan Alya-san 29 oku, ,

Yorumlar

Bölüm 29